Kâle rabbi lime haşertenî amâ ve kad kuntu basîrâ(basîran).
1. kâle : dedi
2. rabbi : Rabbim
3. lime : neden, niçin
4. haşerte-nî : beni haşrettin
5. a`mâ : kör olarak
6. ve kad : ve olmuştu
7. kuntu : ben oldum
8. basîran : gören
İmam İskender Ali Mihr : (Kıyâmet günü şöyle) dedi: Rabbim, beni niçin kör olarak haşrettin? Halbuki ben (daha önce) görüyordum.
Diyanet İşleri : O da şöyle der: Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşrettin?
Abdulbaki Gölpınarlı : Yâ Rabbi der, beni neden kör haşrettin, halbuki ben görüyordum.
Adem Uğur : O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, hakikaten görür idim!, der.
Ahmed Hulusi : (O vakit) dedi ki: "Rabbim, niçin beni kör olarak haşrettin, (dünyadayken) gözlerim görüyordu?"
Ahmet Tekin : `Rabbim, niçin beni kör olarak mahşere getirdin? Halbuki ben basiretli olduğumu, dünyada günahımın olmadığını düşünüyordum.` der.
Ahmet Varol : O: `Ey Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin, oysa ben gören biriydim?` der.
Ali Bulaç : "O da (şöyle) demiş olur: -Ben görmekte olan biriyken, beni niye kör olarak haşrettin Rabbim?"
Ali Fikri Yavuz : (Kurandan yüz çeviren kimse) şöyle der: - Rabbim, beni niçin kör olarak haşrettin. Halbuki ben (dünyada) gözlü idim, görüyordum.
Bekir Sadak : O zaman: «Rabbim! Beni nicin kor olarak hasrettin, oysa ben goren bir kimseydim» der.
Celal Yıldırım : Rabbim! Beni neden kör olarak hasrettin? Halbuki ben (Dünya`da) gören bir kimseydim, der.
Diyanet İşleri (eski) : O zaman: `Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin, oysa ben gören bir kimseydim` der.
Diyanet Vakfi : O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, hakikaten görür idim!, der.
Edip Yüksel : `Rabbim,` der, `Toplantı alanına beni niye kör olarak sürdün, oysa ben görür idim?`
Elmalılı Hamdi Yazır : Rabbım beni niçin kör olarak haşrettin, halbuki ben gözlü idim der
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Diyecek ki: «Ey Rabbim, beni niçin kör olarak haşrettin. Oysa ben, gören bir kimse idim?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (O zaman Kur`ândan yüz çeviren kimse) «Rabbim! beni niçin kör olarak haşrettin, oysa ben gören bir kimseydim» der.
Fizilal-il Kuran : O der ki «Ya Rabb`i, beni niye kör olarak toplantı yerine sürdün, oysa daha önce benim gözlerim görüyordu.»
Gültekin Onan : "O da (şöyle) demiş olur: "Ben görmekte olan biriyken, beni niye kör olarak haşrettin rabbim?"
Hasan Basri Çantay : (Artık o zaman) o: «Rabbim, beni niçin kör haşretdin? Halbuki ben hakıykaten görücü idim» demişdir.
Hayrat Neşriyat : (O
`Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Hâlbuki (ben) gören bir kimse idim!` der.
İbni Kesir : Der ki: Rabbım, beni niçin kör olarak haşrettin? Halbuki ben gören biriydim
Muhammed Esed : (Böyle biri, Kıyamet Günü`nde
"Rabbim, ben gören biriyken beni niçin kör olarak kaldırdın?" diye soracak.
Ömer Nasuhi Bilmen : Der ki: «Yarabbi! Ne için beni âmâ olarak haşrettin ve halbuki ben görücü idim.»
Ömer Öngüt : Der ki: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben gören bir kimse idim.
Şaban Piriş : Der ki: - Rabbim beni niçin kör olarak haşrettin? Ben, gören birisiydim.
Suat Yıldırım : "Ya Rabbî," der, "ben gözleri gören biri olduğum halde neden beni kör olarak haşrettin?"
Süleyman Ateş : "Rabbim der, niçin beni kör sürdün, oysa ben görür idim?"
Tefhim-ul Kuran : «O da (şöyle) demiş olur: -Ben görmekte olan biriyken, beni niye kör olarak haşrettin Rabbim?»
Ümit Şimşek : O `Rabbim,` der. `Niçin beni kör olarak dirilttin? Oysa ben görüyordum.`
Yaşar Nuri Öztürk : O der ki: "Rabbim, beni neden kör haşrettin, ben gören biri idim?"